Emellerim,amaçlarım gerçekleşsin yeter ki herşeyi yaparım.İnsan kafasına koyduğunu yapar.Önümde kimse duramaz...
Bu ve bunun gibi cümlelerle hedeflerimizle aramızdaki mesafeye atıfta bulunur ve onu birgün altedeceğimizi belirtiriz.Bizden kastım,tüm türdaşlarım.Benimde onlardan biri olmam dolayısıyla var elbet amaçlarım,dileklerim,hedeflerim;ulaşılması elde edilmeleri gereken.Ve evet onlara ulaşmak için herşeyi de yaparım.Ben böyle bir insanım maalesef...Hırs,insanlığın en büyük problemlerinden ve Hrıstiyanlık'ta da 7 büyük günahtan biridir.Fakat benim onla ilişkim farklı diye düşünüyorum.Evet biraz dengesizdir,kötü kalpli olarakta görülebilir lakin özünde iyidir o.Beni taşır,hayatımdaki zorluklarda bana arka çıkar,yardım eder,belki küçükken sokak aralarında yaptığım maçlarda yenildiğimde ağlamama bile sebep olmuştur ama olsun,o olmasa ben bir hiçtim.Başlığa dönersek,Bay Macchiavelli der ki:okçunun hedefiyle arasındaki mesafe ne kadar çoksa,okçu,okunu hedefin o kadar üstüne nişanlamalıdır.Kesinlikle,yaşlı kurt,usta yazar,ulu yönetici ve yetkin fikir adamı Macchiavelli'ye katılmamak elde değil.Hangimizin elinde attığını 12'den vuran yay var sonuçta.Yani gerçekçi bi bakış açısına göre elinde yayı olmayanlar bile var.Herneyse,şimdi düşünün; çöldeyiz,sıcaktan bunalıyorsunuz,şartlar hayli zorlayıcı ve aranızda fersahlar bulunan bir hedef var.Macchiavelli ve ben de arkanızda yine IKEA'dan alınmış koltuklarda oturuyoruz.Elinizde yayınız,birkaç mil ötede de hedefiniz.Macchiavelli size,hedefinizin üstüne nişan alıp vurmanızı tavsiye ediyor.Bunu dinleyebilirsiniz evet.Ama ellerinde tridentleriyle kırmızı IKEA koltuğunda oturan bu adamları(yanlış okumadınız,ne yazık ki günümüzde çizgi filmlerdeki gibi 1 melek 1 şeytan yok insanlara yol gösterecek.Tamı tamına 2 şeytan var kim bilir belkide daha fazla)(tekrar parantez açmaya gerek duyma sebebim sayın Niccolo Macchiavelli'yi tenzih etmem.Emin olun iyi adamdır.Ben mi? Kendim için aynı şeyi söylemek güç) dinlemek tehlikeli bir eylemdir.
Bense diyorumki yayınızı Macchiavelli'ye fırlatın ve oku da benim boğazıma saplayın.Koşarak o hedefi ellerinizle paramparça edin.Sadist artı mazoşist bir çözüm evet ama emin olun en gerçekçisi,çünkü kimse size yukarıyı hedef alıp atacağınız okun;
a)küçük bir bedevi çocuğunun sapanından çıkarn taşla vurulmayacağını
b)rüzgar yönünün değişmesi yüzünden bir kum tepesine saplanmayacağını
c)havada bir kuşun taşlığını delmeyeceğini
d)yine havada bir boeingin mazot deposunu delmeyeceğini kimse garanti edemez.
Bu yüzden koşun,hedefi somutlaştırın ve onu parçalayın Murat Menteş gibi "atomu yumruklarınızla parçalayamasanız" bile bunun için çabalayın.Tabii ki bunu yaptığınızda da favori rengi kırmızı olan eski bir meleği dinlemiş olacağınızı unutmayın.Sonuç olarak hedefinize ulaşmak mı istiyorsunuz? Okumayı bırakın da koşun...
Bu ve bunun gibi cümlelerle hedeflerimizle aramızdaki mesafeye atıfta bulunur ve onu birgün altedeceğimizi belirtiriz.Bizden kastım,tüm türdaşlarım.Benimde onlardan biri olmam dolayısıyla var elbet amaçlarım,dileklerim,hedeflerim;ulaşılması elde edilmeleri gereken.Ve evet onlara ulaşmak için herşeyi de yaparım.Ben böyle bir insanım maalesef...Hırs,insanlığın en büyük problemlerinden ve Hrıstiyanlık'ta da 7 büyük günahtan biridir.Fakat benim onla ilişkim farklı diye düşünüyorum.Evet biraz dengesizdir,kötü kalpli olarakta görülebilir lakin özünde iyidir o.Beni taşır,hayatımdaki zorluklarda bana arka çıkar,yardım eder,belki küçükken sokak aralarında yaptığım maçlarda yenildiğimde ağlamama bile sebep olmuştur ama olsun,o olmasa ben bir hiçtim.Başlığa dönersek,Bay Macchiavelli der ki:okçunun hedefiyle arasındaki mesafe ne kadar çoksa,okçu,okunu hedefin o kadar üstüne nişanlamalıdır.Kesinlikle,yaşlı kurt,usta yazar,ulu yönetici ve yetkin fikir adamı Macchiavelli'ye katılmamak elde değil.Hangimizin elinde attığını 12'den vuran yay var sonuçta.Yani gerçekçi bi bakış açısına göre elinde yayı olmayanlar bile var.Herneyse,şimdi düşünün; çöldeyiz,sıcaktan bunalıyorsunuz,şartlar hayli zorlayıcı ve aranızda fersahlar bulunan bir hedef var.Macchiavelli ve ben de arkanızda yine IKEA'dan alınmış koltuklarda oturuyoruz.Elinizde yayınız,birkaç mil ötede de hedefiniz.Macchiavelli size,hedefinizin üstüne nişan alıp vurmanızı tavsiye ediyor.Bunu dinleyebilirsiniz evet.Ama ellerinde tridentleriyle kırmızı IKEA koltuğunda oturan bu adamları(yanlış okumadınız,ne yazık ki günümüzde çizgi filmlerdeki gibi 1 melek 1 şeytan yok insanlara yol gösterecek.Tamı tamına 2 şeytan var kim bilir belkide daha fazla)(tekrar parantez açmaya gerek duyma sebebim sayın Niccolo Macchiavelli'yi tenzih etmem.Emin olun iyi adamdır.Ben mi? Kendim için aynı şeyi söylemek güç) dinlemek tehlikeli bir eylemdir.
Bense diyorumki yayınızı Macchiavelli'ye fırlatın ve oku da benim boğazıma saplayın.Koşarak o hedefi ellerinizle paramparça edin.Sadist artı mazoşist bir çözüm evet ama emin olun en gerçekçisi,çünkü kimse size yukarıyı hedef alıp atacağınız okun;
a)küçük bir bedevi çocuğunun sapanından çıkarn taşla vurulmayacağını
b)rüzgar yönünün değişmesi yüzünden bir kum tepesine saplanmayacağını
c)havada bir kuşun taşlığını delmeyeceğini
d)yine havada bir boeingin mazot deposunu delmeyeceğini kimse garanti edemez.
Bu yüzden koşun,hedefi somutlaştırın ve onu parçalayın Murat Menteş gibi "atomu yumruklarınızla parçalayamasanız" bile bunun için çabalayın.Tabii ki bunu yaptığınızda da favori rengi kırmızı olan eski bir meleği dinlemiş olacağınızı unutmayın.Sonuç olarak hedefinize ulaşmak mı istiyorsunuz? Okumayı bırakın da koşun...
Yorumlar
Yorum Gönder