Bilincin Altında(4)-Lanet


İçimdeki "walk"man"de çalan Paint İt Black in yaratıcıları isimlerini neye dayanarak seçmişti bilmiyorum ama kendi bilinçaltımda yuvarlanan ben için kesinlikle uygun bir isimdi.Kıskanmıştım,fakat düşündüm ki burası benim dünyamdı ve istediğim şey benim olurdu.20. katın uzun geniş yolunda yürüyordum,ellerim ceplerimdeydi,Paint İt Black dudaklarıma sıçramıştı.




I wanna see it painted, painted black
Black as night, black as coal
I wanna see the sun blotted out from the sky
I wanna see it painted, painted, painted, painted black

Sondaki YEAH! kısmı bana göre değildi,yarım bıraktım bu coşkuyu içimde.Başa sardım,huzurlu hissediyordum,en az dünya üzerinde yapacak hiçbir işi,amacı bulunmayan insanlar kadar.Sorumluluklarım omzumun üzerinden kaymıştı.Yıllarca taşımıştım,hayatımın temeline oturttuğum sorumluluklarımı onlar ki hem yüküm hem efendim olmuşlardı yıllar boyu.Tıpkı Mısır Firavunları'nı taşıyan köleler gibiydim.Neden yapıyorlardı bu kadar yorucu işi merak etmiştim bir zamanlar.Güneşin alnında sürekli birilerini taşı.Sevgili Mısır halkı hiç mi anarşiden nasibini almamıştı.Sonuç olarak özgürdüm artık,Firavunumun suratına tükürmüş,omzumdan atmıştım,burada sadece benliğimdi yalnızlığıma ortak olan.Ussuz,sorumsuz ve özgürdüm.

I see the girls walk by dressed in their summer clothes
I have to turn my head until my darkness goes

Kafamı kaldırdım sakince yolumda yürürken,sorgulamıyordum başıma neden bir bela gelmediğini,neden yolun bitmediğini,benim Nirvana'm bu olabilirdi,yürümek...Fakat Nirvana'nın bu olmadığını 3 adım sonra anladım.İleride bankta oturan birisi vardı.


Birisi vardı...
O birisi,canımı çıkarmıştı...
O birisi,başımdan aşağıya kaynar Rum ateşi dökmüştü,Rum gibi görünmemesine rağmen...
O birisi,beni insanlığımdan etmişti,insan gibi görünmesine rağmen...
O birisi,aklımı akşam yemeği yapmıştı...

Duraksadım,kontrolümü kaybetmenin eşiğindeydim kendi bilinçaltımda bilinçsiz turlar atmak üzereydim.Toparladım kendimi,bu benim hayalimdi.Benim yaratımımdı kafamda.Belki de değildi hani...

Ayağa kalktı,tek bir adım attı.Gözlerimin içinden,bana bakıyordu,herhangi bir yere degil,bana bakıyordu;kalbime,ruhuma,zihnime degil,sadece bana bakıyordu,benim aradığım saf beni bulmuştu.Sonsuzluğun başından sonuna dek uçtum o süre zarfında.Gözlerim,karşıdaki gözlere bakamadığı için sulandı,sulandı ve boğuldu.İçimi sel basmıştı,kan seli tüm organlarımı paralayıp kendini dışarı atmak istiyordu ve bu bilinçaltı dünyamda yaşadığım yoğunluktan mıdır bilmem,ilk kez bir yerim kanamıştı,yatağının beynim olduğuna emin olduğum kan burnumdan geliyordu.Beynimi kanatmıştı bu birisi.Lanet olsundu ona da bana da,bilincimin en altına da!

Duraksama devam etti.Bakışı sırıkla atlayan bir sporcunun havada asılı kaldığı kadar sürdü.O yere indi,ben havada kaldım.Ağzımdan çıkan 6 harfle ise herşey silindi.Sonsuzluğun sonundaki granit duvara tosladım.Kimsin? dedim ve gitti.O gitti,bense geldim.Toparladım kendimi.O yüzü bir daha unutamayacağımı biliyordum,her gece kabusum olacak o yüzü.Unutmadım.Bu kulede biryerlerde daha göreceğimi biliyordum.Her filmde olduğu gibi Lanet peşimde değildi;bu sefer ben Lanetin peşindeydim.

Yorumlar