00:00 itibariyle Sodom'u terketmişlerdi.Müzikçalar,163. kez Metallica'dan Turn The Page'i çalıyordu.Grup üyeleri dahil tüm dünya halkları da bu hırsızlığa göz yummuşlardı.
"Ridin' 16 hours" derken sarı saçlı vokalist onlar da tam olarak 16 saattir yolda olmak fiilini gerçekleştiriyorlardı.Şoför,ortalama bir hızda ilerliyordu.Siyah saçlıydı,kemikli bir yüz yapısı ve atletik bir vücudu vardı.Gözleri 21 Aralık gecesi kadar karanlıktı.Yıldızları,astroidleri yutabilirdi bu kara deliklerle.Şoförün arabası,eski,70 model,lacivert bir Cadillac'tı.Yolcuların ve ek olarak Tarantino'nun ortak zevkiydi bu yaşlı dost.
Motor hırlıyordu,40 yaşını aşmış Cadillac,çığlıklarla kilometreleri ezerken Sodom arkada,arkadan vuran Güneş'in ışığıyla alev almıştı.Rüzgar öndeki sağ camdan içeri süzülüp biraz oksijeni 3 kişiye bırakıp terkediyordu lanetli Cadillac'ı.Önde oturan esmer,kıvırcık saçlı içinden ritim tutuyordu.Uzun zamandır bu yolculuğu bekliyordu ve suratında tüm palyaçoları kıskandıracak bir gülümseme vardı.Sağ gözünün altındaki ufak çizikle kazandığı tüm korkutucu imajı,gülümsemesiyle tuz-buz edip eritip içerdi.Hemen arkada oturan beyaz tenli,seyrek saçlı ciddi görünüşlü olansa,kendini soyutlamıştı,sağındaki camdan dışarıda geçtikleri her çalı çırpıyı sayıyordu.Beynini düşünmekten uzak tutmak için bulduğu en iyi yöntemdi.Üzerindeki kırmızı t-shirt yıpranmıştı.Kim bilir kaç kere eski model çamaşır makinesinin içinde dönüp,deterjanlarla savaşmıştı,kanını akıtmıştı makine metaline.Tırnaklarına baktı,uzuyorlardı mütemadiyen,çevirdi kafasını 11,254. çalıyı da geçmişlerdi o anda.3. kişiyse şoförün ensesini izliyordu,kavrayamamıştı zihnini,bu dış görünüşü karalara bürünmüş adamı.Etrafında gelişen olayları gözlemci zihniyetiyle izleyip,müdahele etmiyordu.Lacivert olan şapkası,t-shirt ü ve jean i ile denizle kamufle olacak seviyede lacivertti.Kırık bir şekilde gülümsedi öndeki sırıtınca.3 ünün de ne düşündüğünü dışarıdan anlamak güçtü.Müzik iyiydi,yol uzundu ve konuşulacak bir şey yoktu.
Düşünceler,müzik CO2 ve ısı arabaya hakimdi.3. kişi kendi camını da açtı,bunalmaya hiç gelemezdi."Ne kadar yolumuz kaldı?" diyerek,2 çift orijinal 1 çiftte camdan yansıyan gözün hedefi oldu.Şoför,buz gibi bir sesle "128 saatten biraz az" dedi.6 gün diye geçirdi üçüde içinden.Tanrı,dünyayı 6 günde yarattı,bizde o 6 günde kendi benliğimizi yeniden yaratacağız dedi içinden 2. kişi.Kontrolünü kaybedip,düşünmeye başlamıştı yeniden.Durdurdu zihin yollarını,hepsini trafiğe kapattı,okulları tatil etti ve çalıları saymaya devam etti.11,312...11,313...Kıvırcık saçlı,elini camdan dışarı çıkardı,rüzgara karşı,elini tutarak bu karşı duruştan haz aldı.Gülümsemesi aralıksız müzik gibi devam ediyordu.Saçının sağ kısmı rüzgardan biraz daha dağınıktı.Tavırları gibi,saçları da dengesizdi.Bir o yana bir şu yana atıyorlardı kendilerini.Ritim tutmayı bırakıp,kahverengi gözlerini kapadı.Sonundan korkmuyordu,sona giderken olacaklardan korkuyordu.2 numaralı yolcu,yanındaki,dalgalı saçlı olana dönüp,sıkıldım diye şikayet etti.3 numara kafasını 38 derece çevirip gülümsedi.Mola yerine az kaldı dayan,dedi,tebessümünü maske değilde orijinal göreviyle kullanarak.Kıvırcık,esmer olan da 120 derece dönüp sırıttı.Herzamanki tavırların dostum,çocuk gibisin deyip,sezeryanla doğmuş bir kahkaha patlattı.
Herkes güldü,şoför hariç...Gözünü yoldan neredeyse ayırmıyordu.Yolları kara deliklere gömme niyetiyle bakışlarını asfaltın kalbine batırıp çeviriyordu.Kara deliklerin önüne gelip içine düşemeyen birkaç tel saçı kenara çekip,vitesi bir adım ileri atıp,hızı artırdı.Sabırlıydı,her şey plana göreydi şu ana kadar.Yolcular 6. günün sonunda Gomore'de olacaktı sayesinde.O da karşılığını alacaktı elbette.Zamanın başından beri ilk kez gülümsedi.
Fakat unuttuğu bir nokta vardı.Bu 3 adam biraraya getirildiğinde olacaklar asla önceden tahmin edilemezdi...
Yorumlar
Yorum Gönder