Gomore Yolunda 3 Yolcu(2)-Iraksamalar


Cadillac ağır ağır motorunu suskunluğa boğdu.Issızlıktan duyuları körelmiş yol kapkaranlık bir sessizliği büründü.Arabanın 4 yolcusu da aynı anda müzikalin gereklerini yerine getirir gibi ritmik bir şekilde dışarı bıraktılar kendilerini ve beraberinde ağırlaşmış vücutlarını.Uzaklardan hafifçe sızan bir suyun sesini hesaba katmazsanız desibel bazında,Sodom ve Gomore arasındaki bu yol herhangi bir akıl hastanesi tesisi için park alanı sayılabilirdi.Haketmişlerdi fakat.Hayır sessizliği değil.Hayır suyu da değil.Evet.Akıl hastanesini.Şu ana kadar o kadar çok düşünmüşlerdi ki o dönemlerde Sodom standartlarına göre 3 ü de birbirinden deliydi.

Uzun boylu olan biraz ayak parmak uçlarında esnedi.Koyu yeşil Converse leri ise ona ayak uydurmakla kaldı.Kıvırcık saçlı olansa etrafı keşfe koyuldu.Yürüdü,uzaklaştı biraz,bozuk asfaltı ayakları altında çiğnedi birkaç dakika.Her seferinde 71 cm ilerledi.Suya gitti.Eğildi.Elini soktu.Yüzüne vurdu.Su yüzüne vurdu.Parmaklarını saçlarına doladı.Ayağa kalktı,su sızıntısına tükürdü.Geriye doğru 71 cm ler eşliğinde geldi.O sırada sakallı olansa sevdiği bir şarkıyı mırıldanıyordu.
"Did you see the light as they fell all around you..."

Sözlerini unuttuğu yerlerde sesini birkaç desibel kısıp erkekliğe bok sürdürmemeye çalışıyordu.Uzun boylu olanın ona gülümsediğini görünce gülümseyip sustu.
Kıvırcık olanda gelince,3 ü de şoföre ilerlediler,uygun adımlarla.Gizemli şoförse kim bilir hangi Küba'lı hatunun baldırında sarılmış bir puro tüttürüyordu.Kravatını gevşetmişti,diğer elindeyse üzerinde trident model olan zipposu vardı,harmonik sesler çıkartıp,çeviriyordu oyalanma amaçlı.Yaklaşan 3 yolcuyu görünce zipposunu cebine indirdi.Satranca aşina biri olarak hamleyi gördü ve oyunu hızlandırdı zaman kaybına tahammülü yoktu zira.

"Siz kıymetli yolcularım,hangi zaman aralığı içerisinde düşünüpte sonuçlarını,benimle diyalog kurma girişiminde bulunma kararı aldınız acaba?"
3 kişi soruyu yanıtsız bıraktı,normaldi çünkü onların dünyasında sorulara hiçbir zaman net bir cevap yoktu.Sakallı olan tek kaşını kaldırıp,serçe parmağının ilk boğumunun kenarlarını kaşıdı.
"Senin gerçekte KİM olduğunu merak ediyoruz saygıdeğer dostum,madem ki yoldaşta olduk şu canına yandığımın dünyasında."
Şoför Adem'in ölümünde beri hiç duyulmamış bir kahkaha attı aniden.Boğazlanmış bir ağustosböceği mangası tarafından çıkarılmış gibiydi ses.Kahkahanın içeriğindeyse küçümseme,nefret,hırs,ihanet,kibir vardı.3 Yoldaş hayatlarında asla karşılaşmadıkları bir ışık parlamasıyla karşılaştılar ve hayatlarının en kötü anlarından birine doğru bu sefer koşar adım ilerlediler,istemeden...

Yorumlar