Hissiz Patrick Joos-(2)

"Uyumamaktan yaralanmış gözlerinden akan kanları kana kana içme kanaatindeydi genç müzisyen."

Yoruldum yine yazmaktan.Ayak uyduramıyorum bu insan görünümlü makinalara,günde iki saate indirdiğim gerekli uyku saati,buradaki herkes için çok fazla hala.Olmayacak ama,hiçbir zaman onlar gibi olamayacağım.Kahretsin,romum da bitmiş,şehre gidip almalıyım.Bu ufak işler için,asla kendimi kullanmam fakat büyük şehirden birilerinin bu yeni dostlarımı farketmesi olasılığı aklımı başımdan alıyor,ilaçlarımı artırıyor.

Ah!Lanet olsun,şu cesetleri koyacak daha iyi bir yer bulmalıyım.Yoksa bütün yazıların kanlı sayfalara gömülecek.Fakat suç benim değil,nedense bu kasabadaki insanlar da peynire çekilen fare gibi şehire çekilmek durumundalar.Keşke öldürmek zorunda kalmasaydım fakat başka seçeneğim kalmamıştı,bu farkedilişin beni baltalamasına göz yumamam.Bu yüzden baltalıyorum insanları.Geçen geceki eğlencede öğrendiğim çok şey oldu.Bu insanların,dış dünyayla bağlantıları çok az.Dışarıya çıktıklarında da günübirlik dolaştıkları için,uykunun ne demek olduğunu bilmiyorlar.

Sadece ölüler için kullanıyorlar bu fiili.Habitatları gayet doğal,Bay Mikhael diye anılan köyün en yaşlı kişisinin anlattığına göre,bu kasabadan şehir hayatına çıkıp,kalıp dönen kimseler,garip özellikler sergiliyorlarmış.Garip özellik dediği Bay Mikhael'in,şu ana kadar doğup,ölmüş her insanın her canlının gerçekleştirdiği fiil:Uyumak.Bu yüzden sürülmüşler tekrardan,tabii yine uyumamaya çalışıp kendiliğinden ölenler hariç.Sonuç olarak bu iki evrenin arasındaki tek insan benim ey insanlık!Ben Patrick Joos,yazdıklarım,yaşadıklarım,bildiklerim dünyaya yayılınca,herkesin hayran olacağı adam,babamın bile...Ulu önderimiz Otto Von Bismarck'ın bile...

Yorumlar