Gezgin Bilinci


Yol üstüne yazılmıştır milyonlarca satır,milyarlarca mısra;kimisi kalem ile,kimisi kurşun ile,kimisi kan ile,kimisi asfalt ile dökmüştür içini yola...Yürür insan,yoldadır,filozofların sadece kibridir,felsefenin yolda olma sanatı yalanı.Yalandır çünkü,izler insanoğlu,izleri izler,ondan önce mutlaka birileri geçmiştir o yollardan ve takip edilmenin öncülünün takip etmek olduğunu bilir her normal insan.Birkaç farklı karakter oluşmuştur insanlık içinde,bunlar cesur olup bilinmeyen yerlere gidip balta girmemiş arazilere saplamıştır baltalarını,sapladıkları yerin kanının kaç parmak aşağıdan çıkacağını bilmeden.

Gezginlerdir,cesur olanlar...Jean D'arc cesursa,Attila cesursa,Napoleon cesursa Evliya Çelebi nedir o zaman?Filozof?Düşünür?Deli?Avare? hangisi? gezginlerdir dünyaya kafa tutanlar,sınırları yok sayıp dolaşanlar.Arkada bırakmaktan korkmamak en büyük cesaretidir insanın.Bunu yalnız gezen bilir,tabanlarındaki nasırlar onun için savaş yarasıdır,tıpkı bir "Highlander"ın kolundaki kılıç yarasını göstermesi gibi gezginde gittiği yerde saygı duyulmasını ister çatlamış ayaklarına.Hak etmiştir bunu,o arkada bırakabilmiştir,vicdanından,çevresinden ve kendisinden korkmayarak ispatlamıştır gücünü dünyaya,insanlara,Tanrı'ya ve benliğine.

Knulp adı.Gezgin.Hesse'in yarattığı bir karakter.Anlatmaya çalışmayacağım,çünkü anlatabilecek kadar anlasaydım Knulp'u şu an bilgisayar başında değilde Bingazi'nin kum dolmuş yollarında olurdum,elimdeki mataradaki suyun daha ne kadar idare edebileceğini düşünerek.Ayaklarım çatlamış olurdu.Fakat suç değil onu anlayamamak,Hesse bile anlayamamıştı onu ki hayatının onu yazdıktan sonraki kısmını evinde geçirmişti.Doğaldı kimse anlamazdı onları,çünkü kimse sınırları onlar kadar somut kaldıramazdı.Gücü yetmezdi.

İnsan devam eder yürümeye aslında yerinde saydığını düşünerek,kendini eylemsiz sanarak.Gezer insan,en dünyaya kayıtsız anında düşünerek gezer kendi içinde.Yapısında yoktur aslında eylemsizlik,fizik bile yalan söyler insana.Dışarıda alan bulamayıp,içinde gezinemeyen insanlar özgürlük yoksunluğundan intihar ederler.Özgür olmak,"gezebilmek" bir uyuşturucudur ve gerçek gezginler "altın vuruş"u yapıp hayatta kalabilmişlerdir.Bu yüzden altın vuruşu ararlar dünyanın dört bir köşesinde.Evde yatağınızda uzandığınızı sanıyorsunuz,elinizdeki "mouse" haricinde hiçbir organınızın çalışmadığını sanıyorsunuz.Yanılıyorsunuz.Geziyorsunuz.İnternette yaptığınız "surfing" ten de bahsetmiyorum.Siz birisi size ne yaptıgınızı sorduğunuzda "hiç" diyorsanız ,gezginliğin bir ucundan tutmuşsunuz demektir.Tek yapacağınız çorap söküğünün peşinden balta izlerini takip etmek bundan sonra.Gezin.Gezginlikten bahsediyorum.Dünyanın en eski mesleği fahişelik değil,gezginliktir.Ve gerçek gezginler sadece kendi özüne yolunu şaşırmadan dönmüş normal insanlardır.Gezginlik,seyyahlık;canı olan ve sıkılan herkesin mesleğidir,mamutun peşinde dağları ovaları aşan Neandertal adamlarda gezgindir,sizde.Bilinç aynıdır,yenilenme,yenileme ve özgür olma hissi.

Yorumlar