İyimser Bir Mektup

Uyuyun Dünya halkı,ben bu mektubu yazarken kiminiz en derin uykusunda,kiminiz en tatlı ziyafetinde,kiminiz sevgilisinin sıcak kollarında...Ben mi,ben mi neredeyim? Şu an saat sabahın 4 ü,tarih 3 Eylül 1942,yer ise Stalingrad...Alman topları yağarken üzerime aldım elime kalemi,Kimliğimi sorarsanız Finli bir tüccardım sadece,evet tüccardım,eskiden,unuttuğum zamanlardan kalma bir anı bu,bir zamanlar vardı birikimim az da olsa.Bir karım vardı,sarışın lüle lüle saçları vardı,bahar kokardı,evet kokardı,artık değil çünkü yerin kim bilir kaç metre altında uzanıyor saçları...Çocuklarım vardı,3 tane,eğer bilseydim sayıları arttıkça öldüklerindeki acılarınında artacağını,ısrar edermiydim en küçük olanı için,yapamadım sonuç olarak...Hiçbiri kurtulamadı.Yakıldılar...Bugün bunu anlatmak için almadım elime kalemi fakat,bugün bu yazılanlar belki de kimsenin eline ulaşamayacak,hiçbiri ne Çin ne de Latin alfabesine çevrilecek,fakat dayanamıyorum,kan akarken sokaklardan,ben anlatmadan yapamıyorum,konuşmalıyım,tüccarım ben yapamıyorum,Kaçarken geldiğim bu şehrin şu an binlerce insana mezar olacağını bilmiyordum,sokakta Luftwaffe'nin bir kurşunuyla bacağı kopan insanların benden yardım isteyeceğini bilmiyordum.Savaş amansız insanlık,dayanma gücünü çekip alırken damarlarımdan ben de kaleme doldurduğum mürekkepi kanım gibi boşaltmak istiyorum kağıtlara.Gördüm can korkusunun insana her şeyi yaptırabileceğini...Gördüm aç kalan bir insanın,yerde yatan komşusunun kolunu akşam yemeği yapabileceğini...İlyada'yı yazarken nasıl bir ruh halindeydi Homer bilmiyorum ama şu an yanımda olup mumla ısınmaya çalışsaydı ve çığlıklara kulak verseydi,İlyada'yı daha gerçekçi bir şekilde yazacağına şüphem yok.Akhilleus'un Patrokles için ağlamasını saçma bulurdu eminim.

Görmeliler,herkes görmeli duymalı bunları,insanın insanı nasıl katledebildiğini görmeli,hissetmeli içinde...Burada ölen Almanlara,Ruslara,Polonlara ve daha birçok milletten insana acıyorum,farkında değiller,onlara savaşma emrini verenlerin de insan olduğunun,farkında değiller,durup,arkalarını dönüp,gidebileceklerinin farkında değiller,Pythagoras,Newton,Lavoisier şu durumu görseler ne derlerdi kim bilir insanlık için,tahmin edemiyorum.

Yalan dostlarım,yazılan acılar,anlatılan hüzünler hepsi yalan,suçluluk duyguları,intikam hisleri hepsi yalan.Dostoyevski boşuna çabaladı,Tolstoy,burayı görmeden yazmamalıydı Savaş ve Barış'ı.Okuduğum tonlarca kitap,harcadığım,kasaya sakladığım para,yediğim domuz pastırmaları,içtiğim pahalı şaraplar,hepsi o kadar gereksiz kaldı ki hayatımda,şu an kendimi hayatta tutmanın verdiği mutluluğun yanında,ciğerlerine dolan nefesi dışarı verebilmek gibisi yok insanoğlu,bilin bunu,kokladığınız havanın barut,kan,irin,günah,acı,nefret kokması önemli değil,emin olun,yaşadığını bilmek yeterli insan için,gelen her taburun ortalama yaşam süresi 24 saat olsa da,bunu kendileride bilse de,tek ümitleri yaşayabilmek,gerisi umurlarında değil,bunu bilerek yaşa insanoğlu,şu an Güney Amerika'da,Afrika'da,Güneydoğu Asya'da "yaşayan" insanlar,size sesleniyorum,her anınızın tadını çıkarın,boşa harcamayın hayatlarınızı,ve elinizde olursa ben,karım ve çocuklarım içinde yaşayın,nefes alın...


Sizi seviyorum...Gerçekten...

Yorumlar