Forganization


Forgive,Forget,Fuck,Feel and Fight; For Fun and Freedom…

Bu tabelayı ilk gördüğümde,gördüm derken,göz bebeklerimin içinden geçiş anını kastediyorum,içimi bir ürperme kaplamıştı.Bu dar sokakta,bu izbe yerlerde,bu kadar yeni görünen bir tabelaya rastlamış olmanın saçmalığı bir yana,bir tahta tabelanın bana bu kadar çekici gelmesiydi aslen beni ürpermeye sevk eden.Birilerinin cezalandırılma vakti gelmişti.Göz gezdirdim etrafa ve rüzgar kadar sessiz adımlarla yine bıraktım kendimi dar sokaklara.Fakat aklımda kalan sorularla bıraktığım için,yolda iz bırakmamam imkansızdı tabii.Sağ,sağ,sol,sağ,sol,sol ve son kez sağ yaparak bu labirentten adımımı dışarı attığım anda havanın hafif rüzgarlı olduğunu fark ettim.XYZ bulvarını seri adımlarla geçerek,metroya ulaştım.İneceğim durağa kadar etrafımı seyrettim.Her zamanki gibi metro ağzına kadar doluydu.İneceğim durakta inmek için bir hayli çaba harcamak zorunda kaldım.

Evimin anahtarının hangisi olduğunu anlamak için 4 farklı anahtar denedim.Neden bu kadar çok anahtar taşıdığımı sorarsanız;dışarıda kalma fobim var,Latince de adı nedir hiç sormadım doktoruma ama şehrin her köşesinde bir evim olduğu doğru.Para sıkıntısı yaşamadım hiç,bir burjuva ailesinin tek çocuğuyum ve onlara iyi bir çocuk olarak göründüğüm için,para konusunda hiç sorun çıkarmazlar.Bu akşam 3 nolu evimdeyim,biraz daha ufak ama daha şirin olan bu apartman dairesini satın alalı 4 ay oldu sanırım.Ziyadesiyle de memnunum.Sahibi evi teslim ederken “Mr. F,lütfen alt kattaki manyakla takışmayın,gerçekten başınıza bela olabilecek türden bir adam,geceleri eve getirdiği kadınları,evden döverek yolluyormuş.Sesler olursa da kusura bakmazsınız artık.Güle güle kullanın.”Anahtarı alıp,eve getirttiğim yatağa uzandım,o gece orada uyumam hayli zor oldu,tabii ki sesler yüzünden.İşte bu sebeple bu eve sadece adamın ertesin gün erken kalkması gereken gün olan salıdan önceki gün geliyorum.Evet günlerden pazartesi ve antik Yunan’daki bir filozoftan bile daha boşum.Yarın yapmam gereken işler var ama bugün gerçekten boşum.Cüzdanımdaki ”escort” çağırma telefonlarından birini arayıp,alt kattaki etkiye karşılık bir tepki yaratarak durumları dengelesem mi bilmiyorum.Ya da inip temiz bir kavga etsem herifle,anlayın gerçekten uyumam lazım.Dolaptaki sütü kafama dikiyorum,iki kase yoğurt yiyorum,üstüne raftan bir kitap alıyorum,kulaklıklarımı takıyorum ve sonunda uyuyorum…

Evet hayli işim var.Saat sabahın 7 si ve ben ayaktayım.Işık hızıyla su hızını geçip duş alıyorum ve sokağa fırlıyorum.Üstümü giydikten sonra tabii.Kendimi sergilemek gibi sapıklıklarım pek olmadı.Metroyla kentin ücra köşelerinden birine gidiyorum.Orada beni bekleyen bir ecza deposu var.”Straingeht” lakaplı sarışın ama Alman olmayan bir Avrupa asıllı aracı karşılıyor beni.Sesi telefondakinden çok farklı.İstediğim malzemeleri(uyku setleri,yara bantları,kitaplar,”etik” alkol,”etik” olmayan alkol,gitarlar,prezervatifler,dvd ler,board oyunları,tamponlar,basketbol topları,tentürdiyot ve daha adını bilmediğim birçok ürün) koca bir kamyona yüklüyor ve benden adresi istiyor.Verdiğim adres bir malikaneye ait.”Forganization”un kullandığı normal bir ailenin yerleştirildiği bir malikane.İllegal bir grup değildik fakat bilinmemek,gizemi korumak her zaman insanoğlunun ilk tercihidir.Bir din lideri değilim,aslen bir organizasyonda yönetmiyorum,farzedin ki bir arkadaş grubunu bir araya getiren kişi benim.Ama gelen çoğu insan bunu bilmez,birkaç eski tanıdık o kadar.Malikanelerde herkes eşittir.Sakın bizim evin içine doluşup sapıkça partiler veren bir ekip olduğumuzu da düşünmeyin.Malikanenin bir köşesinde felsefe konuşulur,bir köşesinde oyun oynanır,bir köşesinde kavga edilir,bir köşesinde içki içilir,bir köşesinde seks yapılır,bir köşesinde uyunur,bir köşesinde ağlanır,bir köşesinde kahkaha atılır,bir köşesinde kitap okunur,bir köşesinde müzik yapılır,bir köşesinde yüzülür,bir köşesinde yemek yenir,bir köşesinde film izlenir,bir köşesindeyse sadece köşede olunur. Ben Mr.F ve ”Forganization” budur işte tüm hikaye böyle başladı.

Yorumlar