Evrende Dolaşan Küçük Ayaklı Adam


Eğer ben Patrick Joos isem,dalgalandığım tüm dengesizliklerimle böyleyim.Her kesikle,her yarayla,her çürükle ulaştım sonsuzluğa.Soyutlukla varılabilecek en uç noktalara vardım.Attığım her adımla,ettiğim her sözle,kağıda bulaştığım ruhumla,aldığım her canla var oldum somut diye adlandırdığınız alemde.Alemlerin sınırları yoktur.Şeklini çizemezsiniz,aptal Pythagoras la başlayan bu akıma kaptırdınız kendinizi,tek olan bu.Bırakın sınırlar çekmeyi;topraklara,gölgelere,aranıza,kendinize,evrene.Bırakın kendinizi sadece en büyük gerçekliğe;sonsuzluğa.Her zihin bir boşlukla doğar,önce kaybolursunuz,sonra doğarsınız.Bilincinizi kaybettiğiniz anda rahime yerleşirsiniz.Bir ritim yerleşir içinize,uzar paçalarınıza yapışıp.Çıkış yakındır fakat ulaşmak zorlu yollardan geçme istenci gerektirir.Mimarisi çözülemeyen ardışık dağlar gibidir zihinler.Birbirlerine dayanırlar ama tek başlarına ayakta kalmalıdırlar.Doğanın,evrenin,sınırların kanunu budur.Bir şiir edasıyla yazılır kaderler,anlamsızdır hepsi tıpkı atın üzerindeki genç bir kadın gibi.Attan uzundur saçları ve at kuyruğudur fakat atın kuyruğuna kadar uzanamamıştır kuzgun siyahı saçları.Atın saçlarıysa dalgalanır ve her teli bir sınır çizer sonsuzluğa kadının saçlarının aksine.Atın saçları bir kırbaç gibi şaklar kadının ellerine kadının elindeki kırbaç atın yanlarına şaklarken.Birbirlerini kırbaçladıkları bu ilişki beraberinde hüzün doğurur.Evrenin sınırları etrafında döner durur bu ikili ta ki at çatlayana kadar ve at çatlar her hemcinsi gibi.Kadın yıkılır yere,ayaklarımın dibine.Her tarafı çürük,yara,bere,kesik içindedir çünkü evrenin dışında yerler cam kırıklarından oluşur.Kaldırırım onu ben Patrick Joos ve en soyut halimle düşerim evrenin sınırlarından içeriye.At dışarıda kalır,biz susuzluktan ve yorgunluktan Dünya ya gelene kadar çatlarız.Pythagoras haklıdır,Dünya ortadadır ve biz ona hiç ulaşamayız.

Yorumlar