İkinci Kaptanın Rüyaları


Ahşaptan yaptığımız yelkeni sebebiyle gitmeyen,gittiremediğimiz yelkenliler ile çarşaf gibi denizde sabit bir şekilde kalmıştık.Hareket etmemiz için iki nota yeterliydi belki de.Yedinin ikili kombinasyonunu yazarken 7 rakamının Y ile karışmaması için bir hayli odaklanmalıydım.Bordada kusan üç çocuğa doğru çevirdim başımı.Birbiriyle bağlantısı olmadan yedikleri maydanozları kusuyorlardı.Uçtan ve bucaktan yoksun bu denizin inşa edildiği apartman boşluğunda yankılanan sesim iki basamaklı bir ritimden ibaretti.


Yansımalar her şeydi bu gemide.Kamaraların üzerinde gezen 46 numara ayağa sahip ördek miçonun "taktak"ları ile karabatakların "gakgak" ları kulağımdan süzülüp örse çekice ve üzengiye ardarda vurarak en küçük kemiklerimin rezonans ayarlarını süründürüyorlardı.


Fark neydi hiç bulamadım.Kaptanın kamarasındaki kalemin üzerinde neden "VERITAS" yazıyordu hiç anlamadık.Burada varolan ve varolabilecek her durum ve olay buradakilerin gerçek hayatlarında yaşadıklarının yanılsamalarıydı.Eğer Neo Baudrillard'ın yanılsamasıysa,bizim hükmümüzün burada geçerli olması için Mezamorto Hüseyin Paşa'nın reenkarnesi olmam gerekiyordu.


Sakız adasının koyunda yapışmış bekliyorduk.Venedikliler her an gelebilirlerdi ve onlardan korkmamızın tek sebebi ceplerindeki ağırlıklardı.En tehlikeli kombinasyonu onlar oluşturuyorlardı.Korkak,hırslı ve zengindiler.Bizim kalyonlarımıza B-52 lerle saldırıp,toplarımıza nükleer silahlarla karşılık verdiler ve tek kurtulanlar Hüseyin ile ben olduk.Toplamda üç kişiydik.Calvino ne dediyse çıkmıştı.Mezamorto ikiye bölündü,hangisiyle ilgileneceğimi bilmiyordum.İkisini de omzumda yüzerek karaya çıkardım-Sakız Adası'na-.Sağ yanı tatlı,sol yanı tuzlu istedi.Sağ yanı,ailesine dönmek,sol yanı intikam istedi.Sağ yanı,solunu özlüyordu,sol yanı ölümü.İkisini de ikna edip limandaki Çiftleşemeden Ölen Eşekler Hanı'na taşıdım.Uzun uzadıya sohbet ettik.Çarşaf gibi denizde çarşaftan yelkenler kullanmalıydık dedim.Hayalgücüm ölümden ve adrenalinden beslenip kocaman bir lir olmuştu ve üç telle akıl almaz notalar yaratıyordum.Ben konuşurken Mezamorto Hüseyin biraraya gelmişti ortak istekleri olan Hancının kızı sayesinde.Sevindirici bir haberdi.Çıkalım dedim,hancının kızı hazır kaybolmuşken çektim aldım karısını dokuz senedir görememiş olan Mezamorto yu.Sahilde kumlara bata çıka yürüdük.Karaya doğru gelen ufak cisim yaklaştıkça büyüyordu.Vebalı miçonun 46 numara ayağını yiyen karabatak ağzında üç parmaklı bir ayakla cansız kıyıya vurdu.İkimizde bir kahkaha patlatıp karabatağı afiyetle mideye indirmek üzere ateş yakmaya giriştik.Bir gün daha ölmemiştik,iyi haber buydu.

Yorumlar