Öl

Kendini anlatmanın ötesindeydi bu,çıkarım yapamadığı bir kavram veyahut bir açlık gibi boğazını kestiği bir durumdu içinde bulunduğu.Uzuvlarına tam olarak hakim bile sayılmazdı.Dalgalı saçları,yaşadığı ömürle paraleldi.Sapsarı gözleri,kusmuğuna benzerdi.Kıvrık dudakları ölüm nedir bilmezdi ve patladı.Bir insanın nasıl patladığını görmek isterseniz,bir akşam saatinde,kış aylarında,boş sokaklarda,sessizlikte onu gözleyin.Kocaman montunun içine sığınıp açlıktan kaçarken arayın onu.Tam bir gündür boğazından geçenler su ve safra değişimleriydi.Patladı.Ellerini birbirine sarıp,kutsallaştırdığı her kavramı yıktı.Yeryüzünün en büyük ikonoklastı onun zayıf aklında can buldu.Bizans ağladı,lordlar sarıldılar birbirlerine umutsuzca.Önüne ilk çıkan bir demirciydi,koşarak üzerine atlayıp yaşlı boğazını sıktı.Adamın canı parasıyla orantılıdır derdi dedesi,demircinin canı on saniye sürmeden çıktı.Demircinin arabasından aldığı demirle köşedeki sucunun aklını uçurdu.Ortalık hala sessizdi.İnsanlık ona karşı hala kayıtsızdı.Daha ne yapmalıydı farkedilmek için bilemedi,yüzünü sucunun kanına buladı.Olmadı.Olmadı.Saldırganlığı kâr etmedi.Bağırdı,bağırdı,şakakları çatladı,saçları döküldü,sucunun camı kırıldı,kimse duymadı.Düşünüyordu fakat yoktu,öldürüyordu fakat tanınmıyordu,halbuki sesi yüksek çıkan birkaç insan için kocaman idam sehpaları kuruluyordu.Anlayamadı kendi cinsini.Afrika'nın en küçük kabilesi,sonsuza kadar yalnızdı.On beş dakikada üç ev yaktı,altı cana kıydı.Kayıp büyüktü,suçlu ortada yoktu.Başarısızlığı kabullendi,madem toplum onu kabul etmiyordu,o da toplumu kabul etmiyordu.Hava iyice kapandı,soğuk arttı,denizi gören bir tepeye çıktı,karşı tepeye yıldırım düştü.Kocaman arabalar oraya üşüştü.O ise,orada olmayı hayal ederken,küçükmüş gibi,yıllar geçmemiş gibi,öldürdüğü hurdacının oğlu kadar masum bir uykuya daldı,ve öldü.Lüks parkta burjuvaların bulduğu ölü evsiz tüm şehirde günlerce konuşuldu.

Yorumlar