VAR

Devler yoktur diyebilir misiniz, konuşan aynalar, sakallı devler, uçan adamlar, Atlas, Musa, öcüler  yoktur diyebilir misiniz? Bir şeylerin olmaması olasılığı diye bir şey yoktur azizler. Yadırgar gibi bakmayın, yok kelimesi sadece duyularınızın halisünojen etkisinden doğan basit bir yanılsamadır. Yok kelimesi aslında bir şeyin orada olmadığını değil de o şeyin hiç var olmadığını belirtmekte değil midir? Bu da aslında böyle bir kelimenin sadece var olmadığını belirtir. Değişebilir. Şimdi var olan yarın yok olabilir demeyin bana, Aslında hiçbir şey yoktur demeyin. Kelime oyunlarıyla, parlak beyinlerinizle, aslında kendinizin üstün olduğunu her fırsatta gökyüzüne yazan ışıklı kalemlerinizle zihinleri daha fazla bulandırmayın. Kendini kendi zihnine kilitleyerek bir adamın ne yapmaya çalıştığını biliyorsunuz ve daha fazla ona yokmuş gibi davranmanızı ne yazık ki kabullenmek bir hayli zalimce.

 Teolojik kavramların varlığı ve yokluğunu tartışacak kadar düşmemeli yeterince evrimleşmiş bir insan. Toparlayamadığım, anlatamadığım, aslında hepimizin içinde VAR olan şeyler. Kullandığınız her sembol, her kelime, düşüncelerinizin her hangi bir izdüşümü; hali hazırda var olduğundan kabul görebilir. Yalnızlık vardır, siz varsınız, aslında birbirinin olmadıklarını ispatlayan her şey de vardır. İnsan, doğası gereği -duyularıyla ve zihniyle- hissetmediği her şeyi yok saymaya meyilli basit bir yaratıktır, belki de değildir. Como gölünü görmemenize tatmamanıza rağmen var sayabilirken, nasıl bir tek boynuzlu atı gerçekliğinizden silip, bunlara bir de hayal gücü adını koyabiliyorsunuz, tam olarak çözemediğim bu. Aldatmaca, yanılsama, belki de içi çürümüş Baudrillard’ın bile göremediği şey buydu. Yanılsama dediğimiz her şey bu sabah girdiğiniz duş kadar gerçekti. Naif diyebilirsiniz, gerçek olmayanları gerçek varsaydığım için hayalci diyebilirsiniz, kapasitesi birimlerle ölçülmeye mahrum bırakılmış insanlar olarak anlarım cümlenizi ve cümlelerinizi. Ne zaman düşleri gerçeklik olarak görmeye başlarsa insan belki de hak ettiği ve umduğu huzura kavuşabilir. Bir binanın üstünden atlamazsanız uçup uçamadığınızı asla bilemezsiniz. 

Yokluğun yokluğu bir din gibi, hayal gibi, müzik gibi süzülmeye başladığında içinize o zaman uzun sakallı, yarı çıplak devlerle bütünleşebilir, onların da sizi sevmesine olanak sağlayabilirsiniz. Ya da bunun gibi bir çok çağrışımla yavaştan uykuya dalar, sabah yine en gerçek duşunuzu alır ve unutur, unutur, unutursunuz aslında her şeyin size rağmen var olduğunu.

Yorumlar